Alparslan
1030 yılında doğan Alparslan, Çağrı Bey’in oğlu ve Tuğrul Bey’in yeğenidir. Gazne hükümdarı Mevdut’a karşı 1044’te kazandığı büyük zafer kazandığı savaşta dikkat çekti. Çağrı Bey ona 1058’de Belh, Toharistan, Tirmiz, Kobadiyan, Vahş ve Valvalic gibi şehirleri bırakarak devlet yönetimine hazırladı. 1059 yılında Gaznelilerle yapılan anlaşma sonrasında 1060’ta Çağrı Bey’in ölümü üzerine Alparslan Horasan Selçuklu Devleti’nin başına geçti. 1063’te Tuğrul Bey’in ölümü üzerine vasiyeti doğrultusunda yeğeni ve üvey oğlu Süleyman, Vezir Amidül Mülk Kündüri tarafından tahta çıkarıldı ancak Selçuklu Beyleri Alparslan’dan yana tavır koydu. Bu arada Kutalmış’ın payitaht Rey hücumu üzerine Vezir Kündüri, Horasan Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ı Rey’e çağırarak Selçuklu tahtını ona devretti. Daha sonraki muharebede Alparslan Kutalmış’ı mağlup ederek Rey’e girdi ve 27 Nisan 1064’te tahta çıktı. Kündüri’nin yerine de Nizamülmülk’ü vezir tayin etti.
Dağınık Selçuklu beylerini disiplin altına alan Alparslan zamanın halifesine kendi adına bütün camilerde hutbe okunmasını emretti. Alparslan’ın sultanlığıyla doğu ve batı Selçukluları tek bir çatı altında birleşti. İlk olarak Ermenistan ve Gürcistan civarında fetihler yapan Alparslan daha sonra Bizans’ın en sağlam hudut şehri olan Ani’yi kuşattı. Ani’nin son derece sağlam surları boyunca ağaçtan burçlar yaptırarak mancınık ve okçularla Ani’ye hücum etti. Uzun süren kuşatmadan sonra Ani, 1064 yılı içinde fethedildi. Alparslan aynı yıl doğuda Tiflis’e kadar fetihler yaparken kumandanları da Anadolu’da çeşitli fetihler gerçekleştirdi. Özellikle Afşin Bey, Bizans’a karşı Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde önemli başarılar elde etti. 1067’de Malatya’da Bizans ordusunu yenen Afşin Bey Kayseri’ye kadar ilerledi. Bizans’ın başına geçen Romanus Diogenes Selçuklu akınlarına son vermek için 1068’de harekete geçti. Ancak Afşin Bey’in çevik manevraları üzerine sonuç alamadan İstanbul’a döndü. Selçuklu akınlarının sürmesi ve görevlendirdiği kumandanların bozguna uğraması üzerine Diogenes 1069’da tekrar ordusunun başına geçti. 1069 ve 1070 yılları Diogenes ile Türk akıncı beylerinin vur kaçlarıyla geçti.
Alparslan 1071’de Azerbaycan’dan Bizans ülkesine girerek Malazgirt’i kuşattı ve Ani’den sonra Bizans’ın en güçlü sınır şehri olan Malazgirt de düştü. Buradan güneye ilerleyen ve Halep’i alan Alparslan Bizans İmparatorunun taarruza geçtiğini öğrenince 27 Nisan 1071’de harekete geçti. Fakat Fırat’ı geçerken ordusu büyük kayıplar verdi. Bunun üzerine Azerbaycan’a dönüp Hoy şehrini merkez yaparak hazırladığı 40 bin kişilik ordusu ile Ahlat’a doğru yola çıktı. Bizans’ın 200 bin kişilik ordusu Rum, Rus, Hazar, Uz, Peçenek, Ermeni, Gürcü ve Franklardan oluşuyordu. Ancak savaş başladıktan iki saat sonra Bizans ordusundaki Peçenek ve Uz Türkleri Selçuklu saflarına katıldı. 26 Ağustos 1071 Cuma günü öğleden sonra başlayan savaş, akşama doğru bitti. Bizans ordusu 1’e karşı 4 oranındaki büyük sayısal üstünlüğüne karşın ağır bir yenilgi aldı. Tarihte ilk kez bir Bizans İmparatoru Müslümanlara esir düştü. Malazgirt Zaferi daha sonra Selçuklu Türk beylerinin Anadolu’da girişeceği fetihlerin anahtarı olurken, Sultan Alparslan Rey ve Hemedan’a geri döndü. Alparslan Batıni fırka mensubu Yusuf el-Harezmi’yi ortadan kaldırmak için Yeni Buhara yakınlarındaki Hana Kalesi’ne bir sefer yaptı. Fazla dayanamayacağını anlayan Yusuf, Alparslan’a teslim olacağını bildirdi. Yusuf El-Harezmi’yi huzuruna getirten Alparslan, burada Yusuf El-Harezmi’nin ani bir hançer darbesi ile ağır yaralandı. Aldığı yara yüzünden 4 gün sonra 25 Kasım 1072’de 42 yaşında iken vefat eden Alparslan’ın naaş'ı Merv’e götürülerek babası Çağrı Bey’in yanına defnedildi.